Menfi tespit davası açmak için öncelikle ilgili şartların oluşması gerekiyor. Menfi tespit davaları en basit haliyle gerçekte var olmayan bir borç ya da geçerliliği olmayan bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibi yapılmış ya da bu duruma düşmüş kişilerin borçlu olmadıklarını ispat etmek için açtıkları davalardır. Borçlu olmadığı halde icra takibi riski ile karşılaşan kişilerin bu davalar ile kendilerinin borçsuz olduklarını ispatlamaları gerekiyor.
Menfi tespit davalarına ilişkin mevzuat düzenlemelerinde, genel geçer bir zamanaşımı bulunmuyor. Menfi tespit davaları açmak için icra takibi açılmadan hemen önce hukuki yararın bulunduğunun ispat ededen borçlu kişi, bu davayı her zaman açabiliyor. Menfi tespit davası için bu nedenle ne zaman açılabileceğine dair bir kısıtlamadan söz etmek mümkün değildir.
Menfi Tespit Davası Nedir, Görevli Mahkeme Hangisidir?
Menfi tespit davası görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Davanın konusu borç – alacak iş mahkemesi girmekte ise menfi tespit davasında iş mahkemesi görevli olacaktır. Ticari dava niteliğinde ise asliye ticaret mahkemesi görevli mahkeme olarak belirlenmiştir.
Menfi tespit davaları, davalının varlığı iddia edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının tespiti için açılan davalardır. Örneğin gerçekte olmayan bir borç ya da geçersiz hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalan kişinin bu takibe karşı menfi tespit davasını açması mümkündür. Kişinin gerçekte borçlu olmadığını ispat edebilmek için bu davanın açılacak mahkeme tarafından karar verilmesi gerekecektir. Kısaca bir kişi ya da kuruluş üzerindeki bir hakkın ya da yükümlülüğün olmadığının belirlenmesini sağlayan bir hukuki işlemdir.
Menfi Tespit Davaları Nasıl Açılır?
Takip kesinleştikten sonra menfi tespit davası açılabileceği gibi ilgili şartların oluşması halinde farklı sürelerde de bu davalar açılabilir. Ülkemizde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ilgili maddelerinde düzenlenen bu davalar için; borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında veya icra takibinden sonra borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davaları açabileceği ifade edilmektedir.
Maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayanan davalardır. Normal hukuk davası olarak açılabilir. Kendisine karşı icra takibi yapılmış borçlu bir kişinin ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla beraber yerinde görülmemiş olması nedeniyle icra takibi kesinleşse bile maddi hukuk bakımından borçlu olmadığı ileri sürülür. Menfi tespit davaları açılabilmesi için uygun şartların oluşması gerekiyor. Söz konusu hukuki sürecin uzman bir avukat tarafından yürütülmesi karmaşık hukuki süreçleri kapsadığı için önemlidir.
Menfi Tespit Davasında İspat Yükü Nedir?
Menfi tespit davası ispat yükümlülüğü kural olarak davalı alacaklıya düşmektedir. Ancak davacıya yani borçlu olan kişiye düştüğü bazı haller de bulunmaktadır. Davacı tarafından davalının varlığını iddia ettiği hukuki ilişkinin sadece inkar edilmesi yetmeyecektir. Bu nedenle borcun hiç doğmadığına dair ispat yükü davalı kişiye düşecektir.
Hukuki ilişkinin varlığını iddia eden kişinin davalı yani borçlu kişi olması nedeniyle ispat yükü de bu kişiye aittir. İlgili kanunlara göre ancak, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunun ispat yükü, davacıya yani borçluya düşer. Davanın konusuna ve duruma göre ispat yükü her iki tarafın da sorumluluğu altında olabilir. Menfi tespit davası kapsamında ispat yükü bu nedenle davanın konusuna göre davalı ya da davacı tarafından ispat yükümlülüğünün yerine getirilmesi istenebilir.
Menfi Tespit Davasında Neler Talep Edilebilir?
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davası başta olmak üzere menfi tespit davalarında, bir hakkın ya da hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun veya bir belgenin sahte olup olmadığının belirlemesi talep edilmektedir. Türk hukuk sisteminde sık rastlanan davalardan olan menfi tespit davasında başlıca talep edilecek hususlar ise şöyle özetlenebilir:
- Borçlu olunmadığının tespit edilmesi,
- İcra takibinden kaynaklı zararların tazmin edilmesi,
- Kötü niyet tazminatı vb.
Kişilerin borçlu olmadığının tespiti, menfi tespit davasının temel talepleri arasında yer alacaktır. Davacı tarafından bu talep ile kişinin borçlu olmadığının mahkeme tarafından tespit edilmesi istenir.
Menfi Tespit Davası İcrayı Durdurur Mu?
İstirdat ve menfi tespit davası genelde birlikte anılan davalardır. Bu davalar ile elde edilecek sonuçlar ise farklılık gösterebilir. İstirdat davası, kendisine karşı ilamsız icra takibi yapılan borçlunun, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olması halinde birlikte yerinde görülmemiş olması nedeniyle, icra takibi kesinleşmiş olsa bile maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilmektedir.
Menfi tespit davası açılmış olsa bile eğer bir para ödemişse bu kapsamda paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davasını açılabilir. Menfi tespit davasının icrayı durdurup durdurmayacağı konusu ise farklı yanıtlara sahiptir. İcra takibinden önce veya sonra açıldığına göre değişir. Eğer icra takibinden önce açılmış ise icrayı durdurmaktadır. Bu kapsamda icra takibinden sonra açılmış ise ödediği parayı almak için istirdat davası açılabilir.
Menfi Tespit Davaları Kaybedilirse Ne Olur?
Menfi tespit davası dilekçe örneği ile usulüne uygun ve hukuk kuralları çerçevesinde açılmayan davalar reddedilebilir. Öte yandan ispat yükünün yerine getirilmemesi veya diğer etkenlere dayanarak da bu davalar kaybedilebilir. Eğer menfi tespit davası kaybedilirse tahmin edileceği üzere icra takibi devam edecektir. Şayet alacaklı menfi tespit davasını kaybederse borçluya karşı icra takibi devam eder.
Borçlu tarafından icra takibini durdurmak için menfi tespit davaları kaybedilmesi halinde icra mahkemesine ihtiyati tedbir kararı talep edilir. İhtiyati tedbir kararı, alacaklıların zararına olmamak koşuluyla, icranın durdurulmasına karar verilmektedir. Eğer borçlu davayı kaybederse bu durumda alacaklıya karşı icra takibinden kaynaklı zararları için tazminat davası da açılabilir.
Menfi Tespit Davası Zamanaşımı Süresi Nedir?
Menfi tespit davası zamanaşımı süresi, borçlu olmadığı iddia edilen hukuki ilişkinin tabi olduğu zamanaşımı süresi kadar olduğu ifade edilmektedir. Bu kapsamda sözleşme ilişkisinin bulunduğu hallerde zamanaşımı süresi ilgili Borçlar Kanunu genel hükümlerine göre 10 yıl olarak belirlenmiştir. Ancak menfi tespit davasının icra takibi tarihinden başlamak üzere 1 yıl içinde açılacağına dair İcra İflas Kanunu ilgili maddesinde herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Menfi tespit davaları icra takibinden önce veya sonra açılabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davaları için zamanaşımı süresi, icra takibinin başlamasına göre ilgili tarihten itibaren başlayacaktır. Eğer icra takibinden sonra açılmışsa bu durumda menfi tespit davasında zamanaşımı süresi, icra takibinin başladığı tarihten itibaren değil, menfi tespit davasının açıldığı tarihten itibaren başlar.
Menfi Tespit Davası Zorunlu Arabuluculuğa Tabi Mi?
Menfi tespit davaları arabuluculuk kapsamında değildi. Menfi tespit davaları zorunlu arabuluculuğa tabi olmamasının nedeni ise tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir hukuk uyuşmazlığının olmaması etken gösteriliyordu. Bu davalarda borçlu olmadığı iddia edilen bir miktar paranın ödenmesi talep edilmektedir. Menfi tespit davaları bu yüzden zorunlu arabuluculuğa tabi değildi.
Nisan 2023’te Resmi Gazete’de yayımlanan ‘’İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’ kapsamında arabuluculuk kapsamı genişlemiştir. Menfi tespit davası bu kapsamda ‘’menfi tespit ve istirdat davaları hakkında birinci cümle hükmü uygulanır’’ ifadesinin eklenmesiyle zorunlu arabuluculuk kapsamında alınmıştır.
Ayrıca Bakınız: Kamu Davası Hangi Durumlarda Açılır?