İş Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat Davası 

İş kazası nedeniyle manevi tazminat davası ile iş ortamında sıklıkla karşılaşılmaktadır. Bu tazminat hakkında bilgi almadan önce iş kazasının ne olduğuna ve hangi durumların iş kazası olarak kabul gördüğüne bakmak gerekmektedir. Pek çok insan yaşanan durumun iş kazası olup olmadığının bilincinde değildir. Bu nedenle hangi olayların hukuksal olarak iş kazası sayılabileceğini bilmekte fayda vardır.

İş kazası, işçilerin iş yeri ya da işverenlerinin verdiği görev ile iş yeri dışında çalışmaya devam etmesi esnasında yaşanan ve işçinin sonradan ya da anında, ruhen veya bedenen engelli kalmasına neden olan veyahut ölmesine sebebiyet veren olaylara denilmektedir. Bu olayın kişiler tarafından iş kazası olarak görülmesi önemli olmamakta ve bu kazanın hukuksal çerçevede de iş kazası olarak kabul görüyor olması gerekmektedir.

İş kazası ve iş kazasına ilişkin düzenlemeler 4857 sayılı İş Kanunu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile iş hukukunda düzenlenmiştir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu madde 13’ün ilk fıkrasında iş kazası ile ilgili düzenlenen maddeler yer alır. İş kazası sigortalının sonradan veya anında ruhen veya bedenen engelli hale gelmesine neden olan şu durumlar sonucu iş kazası sayılır:

  • Sigortalı kişinin iş yerinde bulunması sırasında
  • İşverence yürütülen iş sebebiyle sigortalı kişi kendi adına ve hesabına çalışıyorsa sürdürdüğü iş nedeniyle
  • İşverene bağlı olarak çalışan sigortalı işçinin görevi olarak iş yerinin dışında yer ala başka bir yere gönderilmesi sebebiyle asıl işini yapmazken geçen dönemde yaşanmışsa
  • Bu kanunda yer alan madde 4’ün ilk fıkrasının a bendinde olduğu gibi emziren kadın sigortalının iş gereği çocuğuna süt vermek için ayırdığı zamanda
  • Sigortalı çalışanların işveren tarafından sağlanan bir araçla işini yapması üzerine gidiş geliş zamanında

Ayrıca 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu madde 3’ün ilk fıkrasında yer alanlara göre iş kazası iş yerinde ya da işin yürütülmesi nedeniyle yaşanan, ölüme neden olan veya beden ya da ruh bütünlüğünü engelli hale getiren olayı temsil etmek için kullanılan terimdir.

Hukuken bir olayın iş kazası sıfatını taşıyabilmesi için kazanın işyerinde meydana gelmesi zorunlu bir durum değildir. İş yerinde yaşanmasa bile işin devam etmesi için meydana gelen kazalar iş kazası olarak geçer. Bir işçi iş yerinde çalışırken kalp krizi geçirmişse, iş yerinden işveren tarafından sağlanan servis ile eve dönerken kaza yaşamışsa bu gibi durumlarda yaşanan olay iş kazası olarak kabul görür.

İş Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat

İş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açılabilmektedir. İş kazası yüzünden kişinin ruhsal ve bedensel bütünlüğünde yaşanan eksilmeler ya da engelli hale gelme durumu yüzünden yakınlarının maddi ve manevi bütünlüğünde meydana gelen eksilmeleri telafi etmek amacıyla açılmaktadır. İş kazası sebebiyle tazminat davası açabilmek için öncelikle yaşanan olayın hukuksal olarak bir iş kazası sayılması gerekir. Bu yaşanılan kaza doğrultusunda bir zarar ortaya çıkmalıdır. Yani tazminat davası sadece yaşanan zararın giderilmesi anlamı taşımaz, aynı zamanda kişinin acısını da hafifletmek için bir araçtır. Maddi yönden zenginleşme amacı ile kullanılamaz.

İş kazası yüzünden tazminat davası açmadan önce yaşanan olayın iş kazası olduğunun tespit ettirilmesi gerekmektedir. Bu işlem için avukatlar ile çalışmak önem arz eder. Avukatlar, maddi ve manevi tazminat konusunda kişilere yardımcı olmakta ve süreç takibini gerçekleştirmektedirler. Bu sayede dava süreçleri daha rahat takip edilebilmekte ve atılması gereken adımları vaktinde atılabilmektedir.

İş Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat Davası Tarafları

İş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası tarafları somut olaya göre değişiklik gösterebilmektedir. Taraflar aynı zamanda işveren, işçi yakını ve işçi olarak değişiklik gösterebilmektedir. Taraf teşkilinde hataya düşülmesi durumunda yargılama süreci uzayabilmektedir. Buna sebebiyet verecek bir hatanın meydana gelmemesi için incelemelerin dikkatlice yapılması gerekir. Böylece vakit kaybı da yaşanmaz.

Bu davada davacı taraflar şu durumları karşılıyorsa dava açabilirler:

  • İş kazası nedeniyle ruhsal ya da bedensel bütünlüğü zarara uğramış işçi
  • İş kazası nedeniyle ölen işçinin destekten yoksun olan yakını

Davacı, işçi ya da işçi yakınları olmaktadır. Destekten yoksun kalan demek, yalnızca işçinin mirasçısı olan kişiler demek değildir. İş kazası yüzünden vefat eden işçinin destek olduğu kişiler bu durumu ispat ederlerse dava açabilirler.

İş kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat vermek durumunda olan taraf yani davalı taraf işverendir. Uygulamada taraf teşkiline ilişkin gerçekleşen en hatalı davranışlardan biri iş kazasını tespitinde olduğu gibi Sosyal Güvenlik Kurumunda da yaşanmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumunun iş kazası yüzünden üstlendiği sorumluluklar arasında maddi ve manevi tazminat yer almaz.

İş kazası yüzünden maddi ve manevi tazminat açılabilmesi için bu durumlarda iş kazası tespit tutanağının olması gerekmektedir. Bunların yanı sıra şu belgelere de delil olarak kullanılabilir:

  • Sağlık raporları
  • Hastane kayıtları
  • Epikriz raporları
  • Bordro tanıklarının beyanları
  •  Kolluk tutanakları
  • İş yeri güvenlik kamerası kayıtları
  • Bilirkişi raporu
  • Tanık beyanı
  • Uzman görüş raporu
  • Kesinleşen mahkeme kararları
  • Sosyal Güvenlik Kurumunda yer alan olayla ilgili kayıtlar ve belgeler
İş kazası nedeniyle manevi tazminat davası
İş kazası nedeniyle manevi tazminat davası

Tazminat talep eden işçi yakını ya da işçi, tazminat davasının açılmasına neden olan olayın iş kazası olup bu kaza sonucu maddi ve manevi zararların meydana geldiğini, kazanın mağduru olan işçide bir kusur olmadığını ispatlamalıdır. Kusur oranında tazminat davalarında indirim yapılmaktadır. İş kazası yüzünden gerçekleşen olay doğrultusunda açılan tazminat davasında, kazanın iş kazası olup olmadığının tespiti talep edilmemektedir. Dava açılmadan önce iş kazasının tespit edilmesi ve Sosyal Güvenlik Kurumu ya da mahkeme tarafından bu durumun karar verilmiş olması gerekir. Eğer karar berilmemişse açılan tazminat davasında davacıya olayın iş kazası olduğunu kanıtlaması için ek süre verilecektir. Bu duruma ilişkin olarak bilgi edinmek adına avukatlar ile çalışmak önemlidir.

Sadece maddi ve manevi tazminat davası açılırken değil her türlü dava ve hukuki süreçte bir avukatın yardımına ihtiyaç duyulur. İnsanlar yasalar karşısındaki haklarını ve kendi faydalarına olacak yasaları genellikle bilmemektedir. Avukatlar da bu durumda deveye girerler. Kişileri yasal süreç boyunca temsil eder, gerekli gelişmeleri takip eder ve gerektiği yerde müdahale ederler.

İş Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat Miktarının Belirlenmesi

İş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat miktarının belirlenmesi için her somut olay ayrı ayrı değerlendirilmektedir. Uzmanlık gerektiren durumların tespit edilebilmesi için uzman ve bilirkişi görüşüne başvurmak gerekir. Ayrıca deliller bu süreçte oldukça önemli bir etkene sahiptir.

İş kazası nedeniyle açılan tazminata istinaden başka değerlendirmeler de yapılabilmektedir. Miktarın belirlenmesinde rol oynayan etkenler değişiklik gösterdiğinden olay bir bütün olarak değil, derinlemesine değerlendirilmektedir. Yapılan incelemeler ve raporlar sonucu tazminatın miktarı belirlenmekte ve işleme koyulmaktadır.

Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir